24.02.2020

İtiraf Ediyorum Doktor Bey

Yaklaşık 5 sene önce TKDX e yazdığım bir hikayeyi bugün tekrar okudum ve buraya da yazmaya karar verdim.



İtiraf Ediyorum Doktor Bey

Not: Aşağıda okuyacağınız hikayedeki kişiler tamamen hayal mahsulüdür. Anlatılan olaylar ise günümüz Türkiye'sinde geçmektedir. (Biraz Deli Yürek'in girişene benzedi :) )



Zırrrr, zırrrr. Psikolog Ahmet Dertdinler'in kapısının zili çalmaktadır. Kapı açılır. Sekreter bayan:
-Buyrun beyefendi.
-Ahmet Bey'le randevum vardı.
-Evet, Ali Bey değil mi ?
-Evet.
-Buyrun Ahmet Bey sizi bekliyor.
Kahramanımız doktorun odasına girer:
-Selamün Aleyküm Ahmet Bey.
-Aleyküm Selam, buyrun şöyle oturun.
-Teşekkür ederim.
Doktor, koltuğundan kalkarak hastasının yanındaki sandalyeye oturur:
-Şöyle rahatça arkanıza yaslanın ve anlatın derdiniz ne ?
-Derdim mi ? Derdim çok büyük Doktor Bey. Nasıl anlatsam, evet evet. Ben, bir bilgisayar ve internet bağımlısı oldum. Kurtarın beni Doktor Beeyyy.
-Nerden çıkardınız bunu, belirtiler neler anlatır mısınız ?
-Anlatayım Doktor Bey. Şimdi sabah kalkıyorum, işe geç kalma pahasına da olsa açıyorum bilgisayarı. E-posta hesaplarımı kontrol ediyorum önce, varsa gelen bir posta cevap yazıyorum. Sonra hazır açmışken Outlook'u haber grubuna bağlanıp mesajları okuyorum. Tabi bu arada üzerimi giyinmeye çalışıyorum. Neyse en fazla on onbeş dakika oyalandıktan sonra işe gidiyorum. Öğlen arasında eve geliyorum yemek yemeye. Gene rahat durmuyorum açıyorum bilgisayarı. Yine e-posta hesaplarına bak, bu arada siteme kaç kişi gelmiş, ziyaretçi defterine mesaj yazan olmuş mu ha bu arada ICQ'yu aç bak var mı yeni gelen bi mesaj, varsa cevap yaz. Bu arada hanım bağarıyor mutfaktan "İşe geç kalacaksın acele et, hem yemek soğuyor." Eh bu kadar yeter diyorum kapatıyorum bilgisayarı. Akşam işten dönünce tekrar açıyorum bilgisayarı, yine rutin işlemler; e-posta hesaplarına bak, haber gruplarındaki mesajları oku, varsa bi cevabın yaz. Sonra ICQ'yu aç ki
millet online oldugunu anlasın. Ardından aç browseri bağlan sitene kaç kişi gelmiş bak. Bu arada Mirc'i açmayı unutmayalım. Hemen bağlan irc servere, varsa odada bi kaç kişi biraz selam kelam. Tabi bu arada sörfe devam, o linke tıkla yeni bir sayfa açılsın ordan başka bir linke ordan daha başka bir linke derken saatler geçmiş. Eee yarın mesai var yatalım artık. Ertesi sabah kalk filmi başa sar. İşte derdim bu Doktor Bey bana bir çare.

Doktor kafasını yavaş yavaş ileri geri sallayarak :
-Hımmm anladım. Derdinize derman olabilmek için biraz geçmişe dönelim. Bu bilgisayar denilen aletle nasıl tanıştınız ?
-Valla Doktor Bey keşke tanışmaz olaydık. Ne biçim bağımlılık bu, millette sigara, alkol, uyuşturucu bağımlılığı olur. Bende de bu, online olmayınca rahat edemiyorum. Neyse bu bilgisayar denilen alete elim ilk defa üniversite 2. sınıfta değdi. O zaman harddiski bile olmayan bilgisayarları, kocaman 5 1/4 inç bir sistem disketi ile makinayı açar, sonra da basic'te bir şeyler yapmaya çalışırdık. Hele bilgisayarın hoparloründen "bip bip" diye sesler çıkarınca ne kadar sevinirdik. O yıldan sonra hurdaya çıkmış bir Commodore'da denemelerimize devam ettik. Eee o zamanlar PC'ler ateş pahası (şimdi sanki beleş).

Bir kaç arkadaşımızda var, onlar da sadece oyun oynuyorlar biz de yanlarında bakıyoruz. Böylece günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovaladı ve bir gün arkadaşlar "Kütüphaneye Internet gelmiş" dediler. Biz de o merakla koştuk tabi kütüphaneye, şu Internet denilen şey nası bişi diye. Vardık kütüphaneye, sorduk "Nerde abla bu Internet". Görevli bize ters ters baktı önce "Şu karşı odada". İçeri girdik, 5-6 tane bilgisayar, her birinin başına çöreklenmiş beşer onar kişi ekrana bakıyorlar öyle bön bön. Eee biz de onlara katıldık, tren-malum hayvan hikayesi. Klavyede g harfine basıyorsun iki saat sonra ekranda g yazıyor. Neden g harfine basıyoruz tabi ki gopher gopher
yazmak için. O zamanlar nerde http protokolü. Yazıyoruz adresi, iki saat sonra kapkara ekranda İngilizce textler çıkıyor. O kadar seviniyoruz ki. Ama bön bön bakmaya devam ediyoruz. Çünkü bilmiyoruz ki gavurca.

Neyse okulu bitirdik, öğretmenliğe başladık. Eh branşımız sayılır bilgisayar, elimizin altında istemediğin kadar kurcala bakalım. Ama kesmiyor ki okuldakiler, illa evede almak lazım bir tane. Neyse sonunda aldık bir tane 166 mmx ilk göz ağrım. Sonra modem falan aldık, bi bağlandık Internete bir daha kopamadık. Biraz uzun oldu Doktor Bey ama kısaca bu kadar.

Doktor yine kafasını yavaş yavaş ileri geri salladı:
-Hmmmm. Bu seferlik size ilaç yazıyorum. Bu ilacı, sabah, öğlen ve akşam tok karnına bir tane alacaksınız. İthal bir ilaç, biraz pahalı ve zor bulunur ama baya etkilidir. Sizin gibi hastalar için Amerika'da yeni geliştirildi.
-Nedir Doktor Bey ilacın ismi ?
-İlacın ismi mi ? Haaa ismi connect...

SON

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder